14 Eylül 2012 Cuma

Karamsarlığın Öyküsü

   Zaman zaman hepimiz karamsarlığa kapılırız. En çok da hayatımızda bir şeylerin yolunda gitmediği dönemlerde... Yaşam koşullarının zor olduğu hepimizin belli bir yaştan sonra, kişiden kişiye de değişiyor bu yaş meselesi, öğrendiği bir gerçek. Aslında günlük yaşantımızda pek çok sorunla karşılaşıyor ve belki de bunların pek çoğunun üstesinden geliyoruz. Esas sorun halledemeyeceğimiz sorunların karşımıza çıkması. 

   Bu dünyada adaletin olmadığını öğreneli uzun zaman olmadı. İnsanların bu yüzden, yani dünyada adaletin olmadığını gördükleri için öldükten sonra bir dünya yarattıklarını düşünüyorum. Adaleti öteki dünya dedikleri, öldükten sonraki cennet ve cehennemlerinde arıyorlar. Bu dünyada adaletin olmadığını bildikleri halde dünyayı yaratan tanrılarının adil olduğuna inandırılmışlar. Belki aralarından bazıları adil olmadığını düşünüyordur ama korkuyordur düşündüklerini dile getirmeye veya düşünmeye. Küçük çocukluğundan beri tanrıları hakkında kötü şeyler düşünmemesi gerektiği öğretilen ve korkutulan insanlardan çok şey beklememek ve anlamak lazım sanırım. 

   Karamsarlık diyorduk değil mi... Hay aksi gene araya bir şeyler girdi. Konuyu dağıttık azıcık. Toparlayalım hemen. Bazı insanlar vardır hayatlarının çoğunu karamsar bir şekilde yaşarlar. Adeta ruhlarına işlemiştir karamsarlık. Felaket tellalıdır onlar. Ne sevdikleri ne de sevenleri vardır şu dünyada. Onları da anlamak lazım. Yaşadığımız dünyanın koşulları insanları karamsarlığa sürüklüyor. Hepimizi bir şeylere takıntılı hale getiriyor.