19 Nisan 2013 Cuma

Bir Türk'ün gözüyle Kore'ye dair izlenimler

   Bu sıralar Kore ile ilgili bir kitap okuyorum. Adı "Kore Toplumu, Kültürü, Siyaseti". Selçuk ve Bengü Emine Çolakoğlu çiftine ait bir kitap. Kore'de öğretim görevlisi olarak çalışan evli bir çift. Bu kitap sayesinde Kore'ye dair pek çok şey öğrendim. Kitabı okumanızı tavsiye ederim. Bir seyahatname tarzında hazırlanmış. Sizlerle kitapta ilginç bulduğum şeyleri paylaşmak istiyorum.

   Kore kültürüne ait enteresan bir gelenek : "Korece kursundan hocamız ev ziyaretlerine giderken tuvalet kağıdı götürmenin uygun olduğunu söylediğinde çok şaşırdım. Şaka yapmıyordu, tuvalet kağıdı yeni ev almış, evlenmiş kişileri ziyaret ederken götürülen hediyelerden biriymiş meğer. Anlamına gelince, tuvalet kağıdı uzun, beyaz ve temiz bir ömürmüş."



   Kore'de sünnet : "Kore'de de erkekler askere kadar sünnet oluyorlarmış. Askere gidene kadar olmazlarsa, askerde mutlaka oluyorlarmış. Sünnetin gerekçesi ise sağlıkla açıklanıyor. Benim öğrenci ortaokuldayken sünnet olmuş. Arkadaşı ise sünnetli doğmuş. Koreliler genelde ilkokul çağlarında sünnet oluyorlarmış."



   Sa(Dört Rakamı) : "Kore'ye ilişkin bir başka ilginç özellik de Kore'de asansörlerin dördüncü katı için genellikle rakamla '4' yazmak yerine yazıyla 'F' yani ingilizce Four'un baş harfini yazıyorlar. Meğerse burada batı dünyasında ve Türkiye'de bazılarının 13 rakamının uğursuzluğuna inandıkları gibi, 4 rakamının uğursuz olduğuna inanıyorlarmış. Çünkü Korece'de kullanılan Çince kökenli 4 rakamının okunuşuyla 'ölüm' kelimesinin okunuşu aynı. Bu Kore'ye belki Japonya ve Çin'e has bir durum. Bu yüzden apartmanlarda numaralandırma yaparken ya dördüncü kata F yazıyorlar ya da 3'ten 5'e atlıyorlar. Bu Avrupa'da otellerin 13. katının boş bırakılması gibi bir şey."



   Diş Hediği : "Kore kültürü ile Türk kültürünün öyle şaşırtıcı benzerlikleri var ki! Bunlardan biri diş hediği! Çocukların ilk dişleri çıkmaya başladığı zaman yapılan bu törenin benzeri Kore'de birinci yaş gününde yapılıyor. Tıpkı bizimki gibi örtünün üzerine çeşitli eşyalar diziliyor ve çocuğun bu eşyalardan birini alması bekleniyor (tarak, saat, makas, para, altın, kalem vs.). Çocuk hangi eşyayı eline alırsa ilerde onunla ilgili bir mesleği seçeceğine inanılıyor. Emre'nin kızı İnci'nin doğum gününde anneannesi benzer bir tören hazırladı. İnci kalemi aldı. Demek ki İnci, okuyacak."



   Yüzüncü Gün(Beagil) adeti : "Kore'de bebeğin 100. günü ve 1. yaş günü büyük önem taşıyor. Eskiden bebek ölümleri çok olduğundan 100. gününü aşan sonra da yaşını dolduran çocuklara "paçayı yırttı" gözüyle bakıldığından, bu günlere özel önem veriyorlarmış. Ancak günümüzde bu günler gelenekselliğin bir parçası olarak kutlanıyor. Kore'de 1.yaşgünü ve 100. gün kutlamaları için hazırlanan özel mekanlar var. Ortak bir salonun etrafında bölüm bölüm odalar bulunmakta ve aynı anda 5-6 çocuğun doğumgünü kutlanabiliyor. Ortada ise açık büfe yemek ikramı. Ev sahibi açısından bu törenler oldukça masraflı. Yapma meyve, sebze ve yiyecek tepsilerinin olduğu masanın gerisinde aileler resim çektiriyorlar. Gelen misafirler adet olarak elbise veya para veriyorlar. Ayrıca çocuğa altın yüzük takanlar da oluyor."



   5 Mayıs Çocuk Bayramı : "Bizim 23 Nisanımızın Kora'deki muadili 5 Mayıs. 5 Mayıs, Kore'de çocuk bayramı daha doğrusu çocuk günü olarak kutlanıyor. Tüm ülke genelinde resmi tatil olan bu çocuk gününde Koreliler ailecek yollara dökülüyorlar ve park, lunapark, alışveriş merkezi gibi hoş vakit geçirebilecekleri yerlere gidiyorlar. Evde küçük çocuk baskısıyla karşı karşıya kalmayan Korelilerin tercihi evde kalmak veya dağa çıkmak şeklinde oluyor. Böylece hem kalabalıktan kurtulmuş hem de dinlenmiş oluyorlar."

   Tanrı Kilisesi : "Temmuz 2007'de Namdaemun'un ana caddelerinden birinde yürürken karşı kaldırımda en önde ellerinde koca bir haç olduğu halde tek sıra halinde sloganlar atarak yürüyen kilise mensuplarına rastladım. Yine aynı tarihte evin yakınındaki sokakta iki bayan benimle İngilizce konuşmaya çalıştılar, yeterince bilmediklerinden olsa gerek ben Kore'ce konuşmaya başlayınca oldukça rahatladılar. Ayaküstü 10-15 dakika konuştuk. Ben tekliflerini kabul edip bir yere otursam uzun uzadıya anlatacaklardı. Bunlar Protestanlardan daha farklı bir kiliseye mensupmuş. Tanrı kilisesi adını verdikleri bu mezhep, ki ABD başta olmak üzere dünyanın pek çok ülkesinde şubesi var, anne tanrının da olduğunu iddia ediyor. Yani bunlar işi iyice ileri götürüp baba ve oğula bir de anne eklemişler. Yüreğimi burkan ise iddia ettikleri bu şeye oldukça samimi bir şekilde inanmalarıydı. Ben de onlara İslam hakkında bir şey bilip bilmediklerini sordum. Pek bir şey bilmiyorlarmış. İslam'daki Allah inancından bahsettim biraz. Bu sefer onlar daha uzun konuşma vaadiyle ayrıldılar."

   Koreli Misyonerler : "Güney Kore sadece Asya'nın en kalabalık ikinci Hristiyan nüfusuna sahip olmakla kalmayıp aynı zamanda dünyanın çeşitli yerlerinde en çok misyoner gönderen ülkeler arasında bulunuyor. Tabii misyonerleri çeşitli çatılar altında toplanan kiliseler gönderiyor. Hatta zaman zaman Güney Kore Hükümeti'nin başı bu tür misyonerlik faaliyetlerinden dolayı sıkıntıya girebiliyor."

   Din : "Güney Kore tam bir dinler mozaiği. Geleneksel dinler olan Budizm, Şamanizm ve Konfüçyanizm'in yanı sıra son birkaç yüzyıl içinde Hristiyanlık ve İslam da Kore'ye girmiş bulunuyor. Yaklaşık 49 milyonluk Güney Kore'nin ancak yarısı bir dini inanca mensup. Yani kendini herhangi bir dine ait hissetmeyenlerin oranı neredeyse nüfusun yarısını buluyor. Kalanların büyük kısmı Budist(yüzde 34) ya da Hristiyan(yüzde 30) Hristiyanların en büyük kısmı Protestan, geri kalan az bir kısmı ise Katolik. Konfüçyanizm ile Şamanizm, ayrı takipçileri pek olmamakla birlikte, herhangi bir dine mensup olsun olmasın tüm Korelilerin geleneksel değerlerine yön veren inanç sistemleri konumunda bulunuyor. İslam ise Güney Kore nüfusunun neredeyse binde birini oluşturuyor. Kayıtlı Koreli Müslüman sayısı yaklaşık 40 000 kişi olarak ifade ediliyor. Modern Kore Müslümanlığının kökeni tüm kaynaklarda 1950'de Kore Savaşı için Kore Yarımadası'na gelen Türk Tugayı'na dayandırılıyor."

   Kore'den insan manzaraları : "Kore insanını anlamak gerçekten zor, genelde Türk insanı gibi sıcakkanlılar. Ama genel bir ortalama tutturmak zor. İki uç arasındaki uçurum çok derin. Bazen inanılmaz kaba, bazen de öldüresiye yardımsever oluyorlar. Alışveriş yaparken, dükkanın önünden geçerken size laf atıp bir şeyler satmaya çalışan onun satmadığı bir şey sorduğunuz zaman surat asıp yüzünü çevirip giden, eliyle defol çekenler bir tarafta. Bazen de en samimi arkadaşlarınızın yapabileceği iyilikleri yapan Koreliler de görüyorsunuz. Yabancılara diğer ülkelerin tersine daha indirimli hatta bedava hizmetler, kıyaklar var."

   Yılın İlk Güneşiyle Uyanmak : Korelilerin bir geleneği olduğunu burada öğrendik. Koreliler yeni yılın ilk güneşinin doğuşunu seyretmek için dağa çıkmaktan oldukça hoşlanıyorlar. 

   Kore Toplumunda Kadın : "Kore toplumunda eskiden 7 yaşından sonra kız ve erkek çocuklar birbirinden ayrılıyormuş. Yemekleri bile ayrı yiyorlarmış. Adet bu adet artık uygulanmaz olmuş. Bunun yanı sıra kızlar halen evdeki haklardan erkeklere göre daha az yararlanıyorlarmış. Halen kadınların toplum içinde sigara içmesi ayıp sayılıyor. Bu yüzden çoğu kadın açıktan açığa sigara içemiyor. Kızlarda daha yaygın olmak üzere hemcinslerle el ele tutuşup gezebiliyorlar. Hemcinslerin birbirine yakın davranması garip karşılanmıyor. Orta yaşlı erkeklerin sokakta el ele yürümesi olağan bir durum. Yine genç kızlar da sokakta el ele tutuşarak yürüyorlar. Kuzey Kore'de kadına daha fazla önem veriliyormuş."

  • Kore'de yaşlı kadınların çoğu rahat bir şekilde burunlarını karıştırabiliyor.
  • Koreliler rahat bir şekilde yeni tanıştıkları kişilere özel sorular sorabiliyor.
  • Koreliler Türklere nazaran daha zayıf bir toplum.
  • Korelilere dağcılığı seviyorlar.
  • Kore'de pek çok kilise görebilirsiniz. Budist tapınaklarından daha fazla.
  • Yabancı olmak bazen Kore'de avantaj olabiliyor.
  • Türkiye'de buğdayın (veya ekmeğin) yerini Kore'de pirinç alıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder